Biliyor musunuz? Bir elmanın birebir aynısını bulup yiyemezsiniz. Sadece elma mı? Elbette ki hayır. Yediğiniz kirazın, armudun veya pirinç tanesinin de birebir aynısını bulup yiyemezsiniz. Çünkü kainatta yıldızlardan güneşlere, sineklerden semeklere (balık), yapraklardan böceklere, hayvanlardan insanlara bir mahlukun birebir aynısından iki tane yaratılmaz.  İşte yaradılıştaki bu farklılıklar; “De ki: ‘O Allah, Ehad’dir (birdir)!” emri ilahisinin nihayetsiz delillerindendir. Evet, Rabbimiz kâinat kitabında yazdığı mücessem ayetleriyle bizlere kendini tanıttırmak ve sevdirmek istiyor. Yaşadığımız şehir olan Rize’de ve civar illerde çay tarımı yapılmaktadır. Yaz aylarında çiftçiler çay bahçelerinde yaş çay yapraklarını çeşitli şekillerde toplayıp satmaktadırlar. Yılda ortalama aynı çay bahçelerindeki taze çay sürgünleri üç kez hasat edilmektedir. Hasat edilen çay yaprakları birbirinin benzeri olsa da aslında hiç bir yaprak diğer çay yaprağıyla birebir aynı değildir. Hatta her yıl yeniden yaratılan çay yaprakları kendinden önceki yıllarda yaratılan yapraklardan da farklıdır. İşte bu yaradılış; kudreti sonsuz, ilmi sonsuz, hikmeti nihayetsiz olan Allah’ın “Ehadiyet” tecellilerindendir. Her bir yaprak, Allah’ın eşsiz benzersiz sanat eseridir. Ve yine her biri kendine mahsus lisanı hâliyle “benim Rabbim Ehad’dir (birdir)!” diye ilan ediyor. Ve yine her bir yaprak, şuur sahibi insanlara “kâinatı gezin, dolaşın, araştırın benim mâlikim benim üzerime öyle bir mühür vurmuş ki o bana has bir imzadır, başka yerde bulunmaz” diye meydan okuyor. İşte bunun gibi diğer bütün mahlukat çay yaprağına kıyas edilse onların da kendi kabiliyetleri nispetinde Allah’ın isim ve sıfatlarına ayinedarlık yaptığı görülecektir. İşte nev’-i beşer, kâinattaki her an ve mekândaki bu yaradılışı tefekkür etmelidir. Sâni-i Hakîm olan Rabbinin sanat eserlerine bakarak onları methü sena etmelidir. Benim Rabbim Ehaddir(birdir) diyerek, kâinata ilan etmelidir. Sevgi ve selamlarımla..